Nahide Deniz - Türkiye Haber Ajansı100 yılını geride bırakan Türk sineması günümüzde altın dönemini yaşıyor. Her hafta yeni Türk filmleri vizona giriyor, seyirci ile buluşuyor… Bu hafta yapımcılığını ve yönetmenliğini İhsan Taş'ın üstlendiği "Kaçış 1950" filmi gösterime girdi. Filmde 1950-1970 yılları arasında Bulgaristan'da gördükleri baskıdan kurtulmak için 3 Türk gencin, ana vatan Türkiye’ye kaçış hikâyesini anlatılıyor. Filmin oyuncu kadrosunda, Zeynep Gülmez, Atilla Saral, Burak Kaya, Şeyma Erdoğan ve Gizem Güpür gibi isimler yer alıyor. Kaçış 1950 filminin ön gösterimi Bursa’da, İzmir’de ve Balıkesir’de yapıldı ve her yerde çok büyük ilgi gördü.Balıkesir’de, Altı Eylül Belediyesi katkılarıyla yapılan gösterimde binden fazla izleyici katıldı… Film sonrası gözü yaşlı birçok insan salondan çıkarken gördüm,” “Bunları biz yaşadık ve göç etmemize neden olan acı anılarımız yeniden canlandı, dolayısıyla bu acıları yaşadığımız birçok insanımızın hikayesidir bu filmde gördüklerimiz” dedi. Bulgaristan, Mestanlı doğumlu emekli öğretmen Hafize Zambak.Balıkesir’de filmin galasına Türk sinemasının usta oyuncuları Eşref Kolçak ve Yavuz Karakaş katıldılar ve böylece yapımcı İhsan Taş ve yönetmen İbrahim Biçer’in ilk filmi olan Kaçış 1950 filmine kuvvetli bir destek vermiş oldular. Balıkesir’de gösterimde yanımda oturan Yavuz Karakaş beyin gözlerin yaşardığını gördüm, bazı sahneler seyirciler tarafından kuvvetle alkışlandı…Kaçış 1950 filmi, Bulgaristan göçmen camiasında saygın bir isim olan, Zülkef Yeşilbahçe'nin "Ata Topraklarından Ana Vatana Anılar "biyografi kitabından yola çıkılarak hazırlanmış. Zülkef Yeşilbahçe, eserinin beyazperdeye aktarılmasının gururunu yaşarken," tabii iltica etmek, zorunlu göç çok acı bir olgu, rahmetli Mümün Gencoğlu’nun bir sözü vardı. "Göç son çare…" Dolayısıyla insanlarımız Bulgaristan’dan kovulmamalıydı, doğduğu ve büyüdükleri topraklarda, Türk ve Müslüman kimliğini, dilini ve dinini, örf ve adetlerini koruyarak yaşamalıydılar. Ben o yıllarda yaşadıklarımızı not etmiştim. Kitabımın filme uyarlanması benim için hem sürpriz, hem mutluluk oldu. Çünkü ben eserimi, bunları gelecek nesillere aktarmak vicdan borcum olduğu düşüncesiyle yazdım. Ve ben bunu yazarken, o benim hayatım diye düşünüyordum. Ancak beyazperdeye aktarılınca, gördük ki, a bu Bulgaristan göçmenleri olarak hepimizin hikâyesiymiş…Kaçış1950 filminde, Bulgaristan’da komünist rejiminde Türk olmanın ne kadar zor olduğunu bir yandan sergilerken, diğer yandan da ırk, din, dil fark ayrımı yapmadan insanların bir arada, huzur, saygı, örf ve adetlerine saygı göstererek yaşamaları gerek, mesajını veriliyor… Bu da filmin evrenselliğine işaret ediyor…Filmin genç yapımcısı İhsan Taş, Batman doğumlu ve uzaklarda, ta Bulgaristan’da yaşanan konulara el atması da ilginç, şöyle anlatıyor…“1950-1970 yılları arasında Bulgaristan'dan Türkiye'ye kaçmaya çalışan 3 Türk gencinin hikâyesinin anlatıldığı senaryo önüme geldiğinde: "Bunu mutlaka yapmalıyım" dedim. Bana göre sinema aynı zamanda yaşanmışlıkları anlatmalı, bilinmeyenleri öğretmeli, tarihe yer vermeli ve insanların kendi tarihine sahip çıkmalı düşünüyorum”…...Ve bir sonraki çalışmalarında da bu konulara yönleneceği ipuçları veriyor İhsan Taş.Çok kısıtlı bir bütçe ile yapılan film ki bu da çok özveri ile ve ticari amaç beklentiden uzak düşünceyle yapıldığının göstergesi. Daha proje aşamasında iken filme destek veren AK parti eski milletvekili Faruk Anbarcıoğlu motiflerini şöyle anlatıyor:“1913'lü yıllardan sonra Osmanlıların Balkanlar'daki egemenliği düştükten sonra ciddi manada soydaşlarımıza zulümler oldu. Bu zulümler 1950 ve 1980'li yıllarda zorunlu göçleri de içine alarak devam etti.Zülkef Bey 1950 yılında Türkiye'ye göç ederken yaşadığı sıkıntılar, Bulgaristan'da yaşadığı sıkıntıları anlatan bir eser yazmıştı. Ben de bu konuda elimden geldiğince Bilecik Belediyesi, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi ve Bursa Büyükşehir Belediyesi ile irtibata geçerek filmin çekilmesinde yardımcı oldum."… Bulgaristan’da yaşayan Türklere yönelik geçmişte uygulanan asimilasyon kampanyalar, göçler, yaşanan acılar halen Türkiye’de yaşayan binlerce Bulgaristan Türk ve Müslümanların belleklerinde derin izler bırakmış, yüreklerde kapanması zor olan yaralar açmıştır… 1950-lerde,1970-lerde,1989’larda binlerce soydaşımız Bulgaristan’da Türklere yapılan zulümden kurtulmak için son çareyi anavatan Türkiye’ye göç etmekte buldu, çünkü Türkiye onlar için dünyanın en güvenilir limanıydı ve günümüzde de öyle olmaya devam ediyor…Mustafa ve iki asker arkadaşının Türkiye’ye kaçış hikâyesi aslında Bulgaristan’dan Türkiye’ye yaşanan yoğun göçlerin neden, niçin yapıldığını daha iyi anlamamızı ve hak vermemizi sağlıyor.Kaçış 1950 filminde başrol oyuncusu yok. Çünkü başrolde Bulgaristan’da, Balkanlar’daki tüm Evlad’ı Fatihan’lardır. Bu konuları gerek edebiyatta, gerek beyazperdeye aktarmakla gelecek nesillere hem Balkanlarda kalan ata topraklara sevgiyi beslemek, hem oradaki soydaşların anavatan Türkiye ile bağları daha güçlü kılmak, sağlamlaştırmak için önemli…Bu bağlamda, “KAÇIŞ 1950″ filmi daha vizyona girmeden TRT tarafından alınmasını anlamlı buluyorum. Ayrıca Bulgaristan ve Balkan göçmenleri derneklerinin organizasyonu ve katkıları filmin daha çok izleyiciye ulaşmasını sağlayabilir…Özetle,Kaçış1950 filmi gibi eserlere günümüzde de ihtiyacımız var, geleceğe huzur ve güvenle bakmak için geçmişimizi de unutmamak lazım…
Kültür Sanat & Sinema
11 Nisan 2015 - 21:48
Evlad-ı Fatihan'ların Zorunlu Göçü
Kaçış1950 filmi; Evlad-ı Fatihan'ların Zorunlu Göçlerinin Uzun Bir Hikâyesi
Kültür Sanat & Sinema
11 Nisan 2015 - 21:48
İlginizi Çekebilir