Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, “HSYK’nın yetki gaspında bulunan kişilerle ilgili böyle bir karar alması doğaldır. İçinizden birinin hakim kılığına girerek karar vermesine benzer bir şekilde, hukukta yetki çalınmasından bahsedilebilir. Akla zarar bir iş. Yani, gözü karalığın bu kadarına da pes denir” dedi.Arınç, Bakanlar Kurulu Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada, HYSK’nın yapacağı toplantıda, “Paralel Yapı” soruşturmaları kapsamında tutuklular hakkında tahliye kararı veren hakimlerle ilgili bir karar alıp almayacağının merak konusu olduğunu belirterek, şöyle konuştu:“Toplantı devam ederken HSYK’nın ilgili dairesinin 3 hakim hakkında açığa alma kararı ifade edildi. Yeni HSYK Kanunu’nda 2. Daire’nin yetki gaspında bulunan kişilerle ilgili olarak yeterli bilgi varsa, böyle bir karar alması doğaldır. Yetki gaspı, yani sulh ceza hakimlerinin yetki alanında bulunan bir kararı, tamamen yetkisiz sayılan asli ceza mahkemesi hakimi vermişse bu yok hükmünde bir karar demektir. Takip edilen yolun, ne kadar dolambaçlı olduğu, adeta bir kumpasa dönüştüğü görülebiliyor. Hukuku, kanunu açıp okuduğumuzda ki, elbette çok önemli bir olaydır, bu belki yargı tarihinde ilk defa görülmektedir. Yani içinizden birinin hakim kılığına girerek karar vermesine benzer bir şekilde, Ahmet’in vereceği kararı, hiç yetkisi olmayan Mehmet’in vermesi gibi, hukukta yetki çalınmasından bahsedilebilir. Akla zarar bir iş. Yani, gözü karalığın bu kadarına da pes denir ama bunu yargıç kılıklı insanların yapması, yargıya duyulan güvenin gittikçe dip yaptığı Türkiye’de örnek bir olay olarak anlatılsa da yeri vardır. Böyle bir olayın yargı içinde yaşanması utanç vericidir. Bundan dolayı Türk yargısı kendini süratle yenilemeli, bu yıpratmaya karşı koyabilmelidir.”“AKINCI’NIN TANIMLAMASINA SAYGI DUYMAMIZ GEREKİR”“KKTC varlığını yıllardan beri devam ettiriyor. Bu seçimlerin öncesini de varılan sonucu da biliyorum. Bu demokratik bir olgunluktur” diyen Arınç, şöyle devam etti:“KKTC’deki seçmenler, kendi bireysel iradeleriyle özgür haklarını kullanmışlardır ve Akıncı’yı yüzde 60’ın üzerinde bir oy oranıyla Cumhurbaşkanı seçmişlerdir. Biz KKTC’nin iç politikasına ve içişlerine karışmayız. Cumhurbaşkanlığı seçiminde doğrudan veya dolaylı hiçbir müdahalemiz olmadı. Sonuçları dışarıda izledik, içerideki gelişmeleri de takip ettik. Kıbrıs seçmenine bir telkinde asla bulunmadık. Geçmişte de böyle olmuştur. KKTC ile Türkiye’nin ilişkisini anavatan-yavruvatan benzetmesiyle değerlendirenler olmuştur. Bu, analık-yavruluk meselesi değil, bu aramızdaki ilişkilerin özelliğini göstermesi bakımından samimi ilişkiler içinde olduğumuzu ispat eden bir tanımlamadır. Bundan da kimsenin gocunmaması gerekir. Akıncı’nın tanımlamasına da saygı duymamız gerekir. Bir kardeşlik ilişkisinden bahsedilebilir, elbette daha iyi işbirliği imkanlarını aramalıyız. Dolayısıyla onun söylemlerine müdahale edecek noktada değiliz. Akıncı, Kıbrıs siyasetinde etkili olmuş bir insandır, tavrı, çizgisi bellidir. O mesele kapanmış, gitmiştir. Akıncı da çok olumlu bir açıklama yapmıştır. Bizim başka ülkelerde ilişkilerimiz, KKTC ile olan ilişkilerimize kesinlikle benzemez. Sıcaklığı ifade etmek için anavatan-yavruvatan ifadesi kullanılmış olabilir, bunu kimsenin yadsımaması gerekir.”
Siyaset
28 Nisan 2015 - 00:38
Bülent Arınç: Bu Kadarına Pes
Arınç Erdoğan'ın aksine, ''Akıncı'nın açıklamalarına saygı duymamız gerekir'' demesi dikkat çekti.
Siyaset
28 Nisan 2015 - 00:38
İlginizi Çekebilir