2019 Yılında Türkiye'de Kişi Başına Üretilen Kitap Sayısı 6,9 Oldu!

Türkiye Yayıncılar Birliği’nin, tÜyap Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş. işbirliğiyle düzenlediği Karadeniz 6. Kitap Fuarı’nın açılışında konuşan türkiye yayıncılar birliği İkinci Başkanı Koray Seçkin; 2019’da yayıncıların ve MEB’in bastığı kitaplarla toplam üretimin 577.048.957 adet olduğunu açıkladı.

TÜİK verilerine göre 31 Aralık 2019 itibarıyla Türkiye nüfusunun 83.154.997 olduğunu hatırlatan Seçkin, buna göre kişi başına düşen üretilen kitap sayısının 6,9 olduğunu ifade etti.

Seçkin konuşmasında ayrıca, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) 15 yaşa uyguladığı ve 3 yılda bir yapılan PISA testinin, geçtiğimiz günlerde açıklanan 2018 yılı sonuçlarını da değerlendirdi.

15-23 Şubat 2020 tarihleri arasında TÜYAP Samsun Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen Karadeniz 6. Kitap Fuarı’nın açılışında konuşan Türkiye Yayıncılar Birliği İkinci Başkanı Koray Seçkin ilk olarak, 2018’de 410.641.305 olan bandrol adedinin 2019 sonu itibarıyla 423.602.825’e çıkarak %3,16 oranında artış gösterdiği bilgisini paylaştı. Yayıncıların ve MEB’in bastığı kitaplarla birlikte toplam üretimin 577.048.957 adet olduğunu belirten Seçkin, TÜİK verilerine göre 31 Aralık 2019 itibarıyla Türkiye nüfusun 83.154.997 olduğunu; buna göre kişi başına düşen üretilen kitap sayısının da 6,9 olduğunu ifade etti. Koray Seçkin, yıllık üretim tablosunun son birkaç yıldır durağan bir görüntü sergilemesine rağmen, yaşanan ekonomik zorluklara bakıldığında üretimdeki bu %3,16’lık küçük artışın bile, yayıncıların yaptıkları işten kolay kolay vazgeçmeyeceklerini, kitaba sahip çıktıklarını gösterdiğine dikkat çekti.

Koray Seçkin daha sonra, PISA 2018 sonuçlarını değerlendirdi. Türkiye’nin de kurucularından olduğu Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) 15 yaşa uyguladığı ve 3 yılda bir yapılan PISA testinin 2018 yılı sonuçları geçtiğimiz günlerde açıklandı. PISA 2018 testine 79 ülke ve ekonomiden, 15 yaşındaki 32 milyon öğrenciyi temsil eden 600.000 öğrenci katıldı. PISA testinde okuma, matematik ve fen bilimleri alanları yer alırken, okuma alanına odaklanılan PISA 2018 testinde, bu alanda 78 ülkenin verileri değerlendirmeye alındı. Okuma puanlarına göre sıralandığında Türkiye, 2015 yılında alanında 70 ülke ve ekonomi arasında 50. sıradayken, 2018’de 78 ülke ve ekonomi arasında 40. sırada yer aldı. Türkiye Yayıncılar Birliği İkinci Başkanı Koray Seçkin, PISA testi puanlarında 2015’e göre artış olsa da, Türkiye’nin 2018’de her alanda yine de OECD ortalamalarının altında kaldığına dikkat çekti. Tüm gelişmiş ülkelerde çocukların kendi dilinde okuduğunu anlamasının en önemli yolunun okuma kültürü olduğunu bir kez daha vurgulayan Seçkin, ailelerden başlayan okuma alışkanlığının, okullarda öğretmenlerin çocukları kitapla, kütüphaneyle yakınlaştırıp kitap okumalarını teşvik etmesiyle devam etmesi gerektiğini belirtti.

Koray Seçkin ayrıca, Türkiye Yayıncılar Birliği’nin t.c. dışişleri bakanlığı Avrupa Birliği Başkanlığı Ortaklıklar ve Ağlar Hibe Programı hibesiyle hayata geçirdiği OKUYAY Platformu (Okuma Kültürünü Yaygınlaştırma Platformu) kapsamında yürütülen çalışmalarla ilgili de bilgiler aktardı. Türkiye’nin 4 bölgesinde okuma kültürünü yaygınlaştırmak adına pilot uygulamalar yapacak olan OKUYAY Platformu kapsamında belirlenen bölgelerden birinin de Samsun olduğunu hatırlatan Seçkin, ilerleyen günlerde Samsun’da okuma kültürünü yaygınlaştırmak için bir pilot proje seçerek uygulamasına başlayacaklarının müjdesini verdi.

OKUYAY Platformu’nun, KONDA Araştırma ve Danışmanlık’la hazırladığı Türkiye Okuma Kültürü Araştırması 2019 raporuna da değinen Seçkin, araştırmada, okuduğu tespit edilen ‘okuyanlar’ kümesinin Türkiye’nin yüzde 42’sini oluşturduğuna vurgu yaptı. Bu kümedekilerin, ağırlıklı olarak genç, eğitimli ve metropolde yaşayanlar olduğunun altını çizdi. Araştırma sonuçlarına göre ülkemizde okumayı yaygınlaştırma karşısında zihniyet açısından bir engel olmadığını ifade eden Seçkin ayrıca, gençlerin ve kadınların daha fazla kitap okuduğunu; Türkiye’de sosyal medyayı yoğun kullanan gençlerin okumasının da arttığını; okuma oranının yüksekliğinde birincil etkenin aileden gelen destek olduğunu da aktardı.