Güneş, doğanın bize sunduğu eşsiz ve değerli kaynaklardan birisidir. Hayatımızı her gün ısıtması ve aydınlatmasının yanı sıra, sağlığımıza olumlu etkileri bulunur. Ancak, güneş hakkında bahsettiğimiz bu olumlu etkilerle birlikte, dikkatli olunması gerektiğini unutmamak önemlidir. Aşırı güneşe maruz kalma veya güneş yanıkları; erken cilt yaşlanması, cilt kanseri ve cilt lekeleri gibi olumsuz sonuçlara neden olabilir.
Güneşin kemiklere ve vücuda olumlu etkileri hakkında bilgiler veren Therapy Sport Center Fizik Tedavi Merkezinden Uzman Fizyoterapist Leyla Altıntaş, şunları söyledi:
“Güneş ışığı cildimizdeki provitamin D’nin, D vitamini biçimine dönüşmesini sağlar. D vitamini yetersizliği, kemik hastalıklarının yanı sıra kanser, otoimmün hastalıklar, enfeksiyon hastalıkları, romatizmal hastalıklar, nörolojik hastalıklar, kalp hastalıkları gibi çok sayıda sistemik hastalığa yol açabilmektedir. D vitamini, fosfor ve kalsiyum emilimini artırarak, kemik yoğunluğunu korur. D vitamini eksikliği, osteoporoz gibi kemik hastalıklarına yol açabilir ve bu nedenle düzenli olarak güneş ışığından faydalanılmalıdır. Özellikle, çocukluk ve ergenlik dönemlerinde güneş ışığından yeterli miktarda faydalanmak kemik gelişimi için önemlidir. Güneşin bir diğer önemli etkilerinden birisi kalsiyum emilimini arttırmasıdır. Güneş ışığı, vücudumuzdaki kalsiyum emilimini daha etkili hale getirir. Kalsiyum, kemiklerin yapısını oluşturan önemli bir mineraldir, kemiklerin sağlamlığını ve yoğunluğunu artırır. Güneşin etkileri sadece kemik sağlığıyla sınırlı değildir. Beyindeki serotonin seviyesini artırarak, ruh halini iyileştiren bir etkiye sahiptir. Serotonin, mutluluk ve rahatlama hissi veren bir nörotransmitterdir (sinir hücreleri arasında iletişimi sağlayan kimyasal madde). Bu nedenle, güneşe çıkmak, depresyonun hafifletilmesine ve ruh sağlığının iyileştirilmesine yardımcı olabilir.” dedi.
Güneşlenmek için ideal saat nedir?
Vücudumuzun D vitamini ihtiyacını karşılamak için güneşe çıkılması gerektiğinin altını çizen Uzman Fizyoterapist Leyla Altıntaş, konuşmasına şöyle devam etti:
“Güneşlenmek için ideal saat öğleden sonra 14.00-18.00 saatleri arasıdır. Güneş ışınlarının zararlı ve uzak durulması gereken zaman dilimi ise DNA onarımının en verimsiz olduğu yani tamir edici enzimlerin yetersiz kaldığı sabah 06.00-10.00 saatleri arasıdır. Plaj ve havuzda çocukları gölge altında tutmak mümkün olmadığı için güneşlenme saatlerine özen gösterirken, çocukları unutmamak gerekiyor. Çocukların ultraviyole ışınlarından korunması, ileri yaşlarda gelişebilecek cilt kanserinin önlenmesi noktasında büyük önem taşımaktadır. 6 aydan küçük olan bebeklerin direkt güneş ışınlarından uzak tutulması ve vücutlarını örtülecek kıyafetler giydirilmesi gereklidir. Diğer yaş grubu çocuklarının ise, 11.00 ile 15.00 saatleri arasında mümkün olduğunca güneşten uzak olması önemlidir. Bu nedenle güneşe çıkarken etkilerini dengelemek için güneş koruyucu kullanılması, gölgelik alanlarda kalınması, koruyucu giysiler giyinilmesi, gözlerin korunması, yeterli su tüketilmesi gibi bazı önlemler alınmalıdır. Eğer çocuğunuz güneşin altında oynuyorsa, gözleri için UV korumalı bir gözlük, yüzünü güneşten korumak için geniş bir şapka ve açıkta kalan bölgelere de güneş kremi ile koruma sağlanmalıdır. Sonuç olarak, güneşin D vitamini sentezi, kalsiyum emilimi ve serotonin seviyesinin artması gibi olumlu etkileri vardır. Ancak, aşırı güneş ışığına maruz kalmak cilt sağlığı için risk oluşturabilmektedir.” şeklinde konuştu.