T.C. Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan: ‘Türkiye Dalgalı Kur Rejimi Uyguluyor, Kurun Değerini Piyasa Belirliyor’Turkuvaz Medya Grubu’nun amiral gemisi Sabah Gazetesi ve ekonomi kanalı a Para’nın düzenlediği, türkiye 2023 zirvesi Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan’ın konuşmasıyla sona erdi. Bakan Elvan, hükümetin ihracatı desteklemek amacıyla yüksek döviz kuru hedeflediği yorumunun doğru olmadığını ifade ederek, “Türkiye dalgalı kur rejimi uyguluyor. Kurun değeri de piyasada belirlenir” diye konuştu.Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, Zirve’nin sonunda yedincisi düzenlenen Para Sohbetleri’ne katıldı. A Para Yayın Koordinatörü Özlem Doğaner ile iş ve finans dünyasının sorularını kapalı oturumda yanıtlayan Elvan, öncesinde yaptığı konuşmada son 2 yıldır olağanüstü bir küresel dönemden geçildiğini belirterek “Enerji fiyatları ve taşıma maliyetleri hızla artıyor. Arz talep dengesizlikleri küresel enflasyonu besliyor. Pek çok ülkede kamu maliyesi alanında yaşanan bozulma ve borç stoku rekor seviyelere ulaştı. Virüsün yeni varyantlarına değinmiyorum bile... Normalleşme sürecinin zaman alacağını düşünüyoruz. Öncelikle şunu net ifade edeyim ekonomi yönetiminin temel aktörü Hazine ve Maliye Bakanlığı olarak kararlarımızı günübirlik gelişmelere göre alıp, yönümüzü tayin etmiyoruz. Bir taraftan küresel konjonktürün geleceğe yönelik olası etkilerini değerlendirirken, diğer taraftan güçlü Türkiye inşası için orta ve uzun vadeli bir perspektif anlayışıyla çalışmalarımızı yürütüyoruz. Makroekonomik ve finansal istikrarı güçlendirip; sağlıklı, dengeli ve sürdürülebilir bir büyüme hedefliyoruz. Bu hedefin gerçekleşmesi için, düşük enflasyon ve kur istikrarına önem veriyoruz” dedi.Ekonomi politikalarına güveni daha da artırıp ülke risk primini düşürmenin, piyasa istikrarını güçlendirmenin, yerli-yabancı tüm yatırımcılar için elverişli bir ortam oluşturmanın gayreti içinde olduklarını vurgulayan Elvan, şöyle konuştu: “Ekonomi Reform Programı ve Orta Vadeli Programda çizdiğimiz yol haritasına bağlı kalacağız. Yapısal politikaları büyük bir kararlılıkla hayata geçirmeye devam edeceğiz. Salgın döneminde uyguladığımız politikalar sayesinde, geçen seneyi iç talebin sürüklediği bir büyüme ile kapattık. Bu seneyse, aşılamanın artması ve küresel canlanma bizi daha sağlam ve dengeli bir büyüme rotasına yönlendirdi. Yılın ilk yarısını yüzde 14,3’lük bir büyümeyle kapattık. Bu büyümenin yaklaşık yüzde 60’ını yurt içi yatırımlar ve net dış talep oluşturdu. 2021 yılını yüzde 9’un üzerinde bir büyümeyle kapatmayı öngörüyoruz.” ‘Bu kez yüksek büyümede yüksek cari açık vermeyeceğiz’Büyümenin dengeli ve sürdürülebilir olmasının, istihdama olan katkısı ve gelir dağılımı adaletini tesis edici nitelikte olmasının büyüme rakamından çok daha önemli olduğunu kaydeden Elvan, “Geçmiş yıllardaki eğilimlere baktığımızda, büyüme ile cari açık arasında yakın bir ilişki olduğunu görüyoruz. Büyümenin yüksek olduğu dönemlerde cari açığımız yüksek, düşük olduğu dönemlerde ise cari açığımız düşük, hatta kimi zaman cari fazla da veriyoruz. Bahsettiğim bu döngüyü kırmak ve yapısal cari açığı azaltmak üzere önemli adımlar attık, atmaya da devam ediyoruz. Bu sene için öngördüğümüz yüzde 9’luk büyümeyi, milli gelire oran olarak yüzde 2’nin altında bir cari açıkla gerçekleştireceğiz. Yani yılı, geçmiş eğilimlerin aksine yüksek büyüme ve düşük cari açıkla kapatacağız” dedi.Elvan, Türkiye’nin başarılı performansında yapısal cari açığı azaltıcı yatırımlara öncelik verilmesi, güçlü bir ihracat performansı, altın ithalatına ilişkin alınan önlemler ve 2020’ye kıyasla daha iyi gelişmelerin etkili olduğunu belirterek şöyle devam etti: “Hükümetimizin ihracatı desteklemek amacıyla, yüksek döviz kuru hedeflediğine ilişkin yorumlarla karşılaşıyoruz. Bu yorum doğru değil. Türkiye dalgalı kur rejimi uygulamaktadır, kurun değeri de piyasada belirlenir. Ülkedeki rekabet artışı verimlilik yani üretkenlik artışından, inovatif kabiliyetlerinizden, teknolojiyi üretme ve kullanma becerinizden gelir.”Bütçeyi, ekonomiye ve ihtiyaç sahibi sosyal kesimlere destek vermek için 20 yıldır esnek bir yaklaşımla yönettiklerini söyleyen Elvan, Türkiye ekonomisinin, kamu maliyesi kaynaklı bir risk yaşamadığını ve yaşamayacağını vurguladı. Elvan, “Dünyada bütçe açıklarının çift haneleri, borçluluk seviyelerinin ise üçlü haneleri gördüğü bir ortamda biz yine sağlam ve ihtiyatlı kamu maliyesi politikalarımızla ayrıştık. 2021 yılı bütçemizde yüzde 4.3’lük bir bütçe açığı öngörmüştük. Bu yılı yüzde 3,5’un altında bir bütçe açığıyla kapatacağız” dedi. ‘Destekler 734 milyar liraya ulaşacak’Pandemi nedeniyle 2020’den bu yana gerek bütçeden gerekse diğer kaynaklardan sunulan desteklerin, yılsonunda toplam 734 milyar liraya ulaşacağını söyleyen Elvan, “Enflasyonla mücadelede vergi indirimleri ve fiyat ayarlamalarıyla 125 milyar liralık kamu gelirinden vazgeçtik, maliye politikası kararlılığını çok net bir biçimde gösterdik. Bahsettiğim bu tutara doğalgaz ve elektrik alanında verdiğimiz destekler dâhil değildir. Malumunuz Türkiye net enerji ithalatçısı konumunda. 2020 yılı sonuna göre brent petrol varil fiyatı yüzde 72, doğalgaz fiyatı da metreküp başına yüzde 349 arttı. Bunlara ek olarak, maruz kaldığımız kuraklık neticesinde, hidroelektrik santrallerinin toplam elektrik üretimindeki payı yüzde 30’dan yüzde 19’a düştü. Biz bu düşüşü doğalgazla yapılan elektrik üretimiyle telafi ettik, dolayısıyla elektrik üretim maliyetlerimiz de önemli ölçüde arttı. Söz konusu maliyet artışlarını da vatandaşlarımıza en az düzeyde yansıtıp, maliyetin önemli bir bölümünü biz üstlendik. Şu anda ısınma amaçlı olarak dışardan 100 birime mal ettiğimiz doğal gazı, dörtte biri fiyatına yani 25 birime vatandaşımıza satıyoruz. Elektriği ise üretim maliyetinin yüzde 50'si daha düşük fiyata sunuyoruz. Üreticilere de destek veriyoruz.”Elvan, Cumhurbaşkanımızın en hassas olduğu hususlardan birisinin vatandaşların enflasyona ezdirilmemesi olduğunu vurgulayarak asgari ücret başta olmak üzere bu konuda gerekli hassasiyeti göstereceklerini dile getirdi. ‘2022’de yurtiçinden döviz cinsi borçlanmayacağız’2021 yılında 618 milyar lira borçlanma öngördüğünü, ama 155 milyar lira daha az borçlanma ile yılı kapatacağımızı, AB tanımlı borç stokunun milli gelire oranını düşürdüklerini vurgulayan Elvan, “Borç stokumuzun düşük olması, elbette başlı başına yeterli değil. Borç stokumuzun yapısını da iyileştirmemiz gerekiyor. Bu amaçla iç piyasada döviz cinsi borçlanmayı bu sene yarı yarıya düşürdük. Aynı zamanda, iç borçlanmanın vadesini de uzattık. 2020 yılı içerisinde 29 aya kadar düşen iç borçlanmanın ortalama vadesini 56 aya yükselttik. Önümüzdeki sene, gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikalarının etkili olacağı bir yıl olacak. Yurtdışı piyasalarda oynaklığın artacağı bir döneme giriyoruz. Gelişmekte olan ülkelere yönelik portföy akımları da bu dönemde olumsuz etkilenebilir. 2022 yılı Hazine Finansman Programını bu gelişmeleri dikkate alarak ihtiyatlı bir şekilde hazırladık. 2022 yılında toplam 498 milyar lira tutarında borçlanmayı hedefliyoruz. Piyasa koşullarına bağlı olmakla birlikte, önümüzdeki yıl yurtiçinde döviz cinsi borçlanma yapmayı planlamıyoruz. Hazinemizin yeşil tahvil olarak da bilinen, sürdürülebilir tahvil ihraçlarına imkân verecek programımızı yakında tamamlamış olacağız” diye konuştu.Yüksek enflasyonun, sadece Türkiye’de değil, dünya genelinde de önemli bir sorun olmaya başladığına dikkat çeken Elvan, şunları söyledi: “Enflasyonla mücadelede, 2020’nin son çeyreğinden itibaren para ve maliye politikalarında kritik adımlar attık. Ancak son 2 aydır, küresel gelişmelerin de etkisiyle, finansal piyasalarda dalgalanmalar yaşandı. Merkez Bankası kararı sonrasında piyasa faizlerinde, varlık fiyatlarında, döviz kurunda ve beklentilerde bir hareketliliğe şahit olduk. Ben burada, hiçbir ilgili dinamiğin göz ardı edilemeyeceği kanaatindeyim. Çünkü tüm bu unsurlar, entegre bir şekilde enflasyon görünümünü şekillendiriyor. Gerek küresel konjonktür, gerekse yurt içinde enflasyonun seyri temkinli olmayı gerektiriyor. Hepinizin bildiği gibi enflasyon orta ve uzun vadede bir arz talep sorunudur. Bu bağlamda maliye politikalarımızı, arz yönlü yapısal politikalarla ve verimlilik artışlarına yönelik tedbirlerle desteklemeye devam edeceğiz. Başta yenilebilir enerji olmak üzere, enerji alanında atmakta olduğumuz yapısal adımlar, enerji faturamızı ve dolayısıyla maliyet geçişkenliğini sınırlıyor. Benzer adımları gıda enflasyonu için de titizlikle atıyoruz. Kurduğumuz erken uyarı sistemi ve uyguladığımız yapısal tedbirler sayesinde, küresel düzeyde artan gıda enflasyonunun ülkemizdeki etkilerini proaktif bir biçimde sınırlamayı amaçlıyoruz.”Bankacılık sektörüne de çağrıda bulunan Elvan, kredilerin üretime, ihracata ve istihdama yönelik verilmesini önemsediklerini ve kredilerin hangi amaçlarla kullanıldığının da takibinin şart olduğunu vurguladı. Ayrıca bankacılık sektörünün “teminata dayalı” geleneksel kredilendirme yaklaşımının ötesine geçmesi gerektiğini söyleyen Elvan, “Risk yönetimine dayalı finansman uygulamalarını yaygınlaştırmak gerekiyor. Bu yönde bir yaklaşım, KOBİ’lerin, start-up’ların yeterli finansal kaynağa ulaşmasında büyük önem taşıyor” dedi.Türkiye ekonomisinin dinamik ve güçlü olduğunu söyleyen Elvan, “Küresel ölçekte sorunların yaşandığı bir dönemde, büyümede, kamu maliyesinde ve bankacılık sektöründe en iyi performans gösteren ülkelerden birisiyiz. Bununla birlikte, emsallerimize göre zayıf kaldığımız alanlar da var. Aksayan yönlerin ve yaşanan problemlerin farkındayız. Bunları çözecek gücümüz de, kararlılığımız da var. Aşılamayacak hiçbir sorunumuz, birlik ve beraberlik içinde üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir problemimiz yok” diye konuştu.
Güçlü sponsor desteğiTürkiye 2023 Zirvesi Bellona, TOKİ, Emlak Konut, Halkbank, Koza Altın İşletmeleri, PayCell, Türk Hava Yolları, türk telekom ve vakıf yatırım ana sponsorluğunda gerçekleştirildi. Zirvede Astaş Holding, Mandarin Oriental Bosphorus İstanbul, Avrupa Konutları, DAP Yapı, GAP İnşaat, İstanbul Airport, Kalyon Enerji, Kuzey Marmara Otoyolu, Limak Holding, Socar ve Türkiye Sigorta cosponsor olarak yer aldı. Türkiye 2023 Zirvesi’nin destek sponsorları ise Akdeniz Chemson, Cargill, Cengiz İnşaat, Denizbank, Doğuş Grubu, Eti Maden İşletmeleri, Fuzul İnşaat, Philip Capital, Shell ve Trendyol oldu.